8-A sınıfı öğrencimiz Duru Özbalık, 10 Kasım kapsamında düzenlenen “Atatürk’ü Anlamak” konulu kompozisyon yarışmasında il birincisi olmuştur.
Öğrencimizi; emeği, azmi ve başarısı dolayısıyla tebrik ediyoruz.
Öğrenci tarafından yazılan kompozisyon:
SADECE BİR ADAMI DEĞİL BİR MİLLETİ DE ANLAMAK
Atatürk’ü anlamak, sadece onun hayatını bilmekten ibaret değildir. Aynı zamanda zihin dünyasını görmek, şahsiyetini ve hissiyatını da anlamak, neyi neden yaptığını kavramaktır. Atatürk’ü anlamak, onu yürekten hissedebilmektir.
Atatürk’ü anlamak, bir ışığı takip etmektir karanlıkta. İçindeki umudu kavramaktır. Atatürk’ü anlamak, zincirleri kırmaktır tutsaklıkta. Özgürlüğü açığa çıkartmaktır. Bazen de kararlı adımlarla başımız dik şekilde yürümektir… O’nun izinden gidebilmektir. O’nun düşünceleriyle hareket etmektir… Onun gibi düşünen insanlara da değer vermektir.
Atatürk’ü anlamak, umutların bir güneş gibi yeniden doğuşuna şahit olmaktır. Yeni bir milleti yeşertmektir, bir fidan misali… Milletine değer vermek, derdini anlamak, derman olmak için fedakarlıkta bulunmaktır. Atatürk’ü anlamak, adalet terazisini eşitlemektir. Bulanık bir hayal olan barışı ve eşitliği berraklaştırmaktır.
Atatürk’ü anlamak, yeri geldiğinde bir çocuğun gözündeki eğitim ateşini görmek ve o ateşin sönmemesi için her şeyi göze almaktır. Onu anlamak, yorgun bir halkın alın terini, bir çocuğun okula gittiği mutlu bir sabahı, bir kadının sesini özgürce duyurabildiği anı yüreğinde daima taşımaktır. Atatürk, tek başına bir “kişi” değildir sadece, o arkasında Türk ulusunu taşır. Onu anlayanlar da tıpkı onun gibi Türk ulusunun dertleriyle dertlenenlerdir şüphesiz. Zaten derdi olmayan insan nasıl anlar Atatürk’ü? Milletin derdini yüreğinde bir yumru gibi ya da göğüs kafesini daraltan hatta göğüs kafesine batarcasına canını yakan bir bıçak gibi hissedemeyenler onu anlayabilir mi hiç?
O, adaleti kalbinde taşır. Onun düşünce yapısını kavramak kadar onun gibi düşünüp eyleme geçenleri de toplumda yaymak mühimdir. Bugünlerde dış görünüşü veya sesi Atatürk’e benzeyenleri gündemde tutuyor bazıları. Esasında fiziksel olarak Atatürk’e benzeyenlere verilen ilgiyi Atatürk’ün izinden gidenlere, onun ruhunu yaşatanlara vermek lazımdır.
Toplum olarak Atatürk’ün fikirlerini yaymak ve diri tutmak için elimizden geleni yapmalıyız. Tıpkı onun demokrasi ve özgürlük ışığını yaydığı gibi biz de onun düşüncelerini milletimize yaymalıyız. Ancak bu, eyleme geçtiği sürece etkili olacaktır. Yalnızca fikirleri harekete geçirip onlara can verdiğimizde Atatürk’ün ideallerinde ilerleyip özgün fikirlerinde kendimizi bulabiliriz.
Sevgili okur; O’nu anlamak, her şeyden önce bir savaş komutanı değil bir barış komutanı olduğunu bilmekle başlar. Kelimelerin içini doldurup düşüncelerini yaşatarak devam eder bu başlangıç. Atatürk’ü anlamak, yalnızca onu sevmek değil aynı zamanda onun gibi düşünebilmek, onun gibi cesur ve umutlu kalabilmektir. Bilmek değil bilinçli olmaktır onu anlamak.
Atatürk’ü anlamak; susmamak, unutmamak ve vazgeçmemektir. Şartlar ne olursa olsun doğru yoldan şaşmamak, her zaman onun izinden gitmektir…
